Geçmişten Günümüze Yatağın Evrimi

Günümüzde, gün boyu kaybolan enerjimizi tekrar toplamak ve yeni güne dinç başlamak için konforlu yataklara sahibiz. Peki, yatak teknolojisi bu seviyeye bir günde mi ulaştı? Tabi ki hayır.. İnsanoğlu, bugünkü uyku konforunu sağlayabilmek için çok uzun bir yol kat etti. Yatak tarihini okuyunca, yatağınıza bakış açınız değişecek!

Geçmişten günümüze yatakların ve yatak odalarının tarihi.

Ortalama bir insan, yaşamı boyunca yaklaşık 26 yıl uyur. Bu da 9 bin 490 güne ya da 227 bin 760 saate eşittir. Öyle ki, sadece uyumaya çalışırken ömrümüzün 7 yılı geçiyor. Rakamlar şaşırtıcı ama insanoğlunun günümüz modern yatağını keşfetme sürecini incelediğimizde daha da şaşkına dönüyoruz. İnsanoğlu var olduğu ilk günden itibaren yaşamsal ihtiyacı gereği kendisine bir uyku alanı oluşturmaya başladı. Doğal olarak insan yaşamının başladığı ilk günden itibaren yatakların kullanılmaya başladığını düşünebilirsiniz. Ama maalesef şöyle yumuşak, konforlu, rahat bir yatakta insanoğlunun uyumaya başlaması hiç de kolay olmamış. İşte geçmişten günümüze çağlar boyu süren yatakların evrim süreci..

Bilinen En Eski Yatak (77.000 Yıl Önce)

Dünyanın bilinen en eski yatağı 77000 yıl öncesine ait.
Arkeologlar, dünyanın bilinen en eski yatağını Güney Afrika'da ortaya çıkardı.

Uzun yıllar boyunca ilk yatağın Neolitik Dönem'de (MÖ 9000-MÖ 5500) icat edildiği düşünüldü. Ancak 2011 yılında Witwatersrand Üniversitesi'nden Prof. Lyn Wadley başkanlığındaki bir arkeolog ekibi, yaptıkları keşifle yatak tarihini yaklaşık 70 bin yıl kadar geriye çekti. Prof. Wadley ve ekibi tarafından Science dergisinde, Güney Afrika'nın KwaZulu-Natal şehrindeki Sibudu kaya sığınağında 77.000 yıllık bir yatak keşfettiklerini duyurdu. Eni 90 cm, boyu 180 cm olan yatak yaklaşık 2 metrekarelik uyku alanıyla küçük bir aile için yeterli büyüklükte. 30 cm kalınlığındaki yatak; sazlıkların üzerine koyulan yaprak ve otlardan yapılmış. Başta sivrisinekler olmak üzere haşerelere karşı etkili olduğu bilinen, bir defne ağacı türü olan Cryptocarya Woodii ağacının sapları ve yaprakları da yatağın içinde kullanılmış.

Çim Yataklar

Avcı-toplayıcı insanlar, yaprak ya da otlarının üzerine hayvan derisi sererek kendilerine yatak yapıyorlardı.

Homo Sapiens'ten önce Homo Erectus'un da ateşin keşfedilmesinden sonra, ağaçlarda uyumayı bırakıp, yerde uyumaya başladıkları tahmin ediliyor. Ancak henüz Homo Erectus'un ne tür yatak veya zemin yuvası kullandığına dair ipucu yok. Homo Sapiens'ten sonraki dönemde keşfedilen yatak ise İspanya'daki 53.000 ila 39.000 yıl öncesine ait Esquilleu Mağarası'nda bulundu. Neandertallere ait mağaradaki yatak, çim ve otlardan yapılmıştı. Yatağın koltuk olarak da kullanıldığı düşünülüyor.

Neolitik Dönem (M.Ö. 8000)

İskoçya'da bulunan Neolitik Dönem'e ait evde, ocağın iki yanında taştan yataklar var.
İskoçya'nın Orkney takımadalarında, ağaç yetersiz olduğu için yataklar taştan yapılmıştı.

Milattan önce avcı-toplayıcı insanlar, göçebe bir hayat sürüyordu. Dolayısıyla geceleri uyumak için yaprak ya da otlarının üzerine hayvan derisi sererek kendilerine yatak yapıyorlardı. Amerika'nın Teksas eyaletinin güneybatısındaki Hinds Mağarası'nda keşif yapan araştırmacılar, inanılmaz derecede iyi korunmuş yaprak ve bitki liflerinden yapılmış, gece boyunca sıcak ve rahat tutacak bir yatak keşfettiler. Yatağın küçük ve oval olması sebebiyle mağarayı geçici bir ev olarak kullanan avcı-toplayıcı grubun fetal pozisyonda kıvrılarak uyuduğu düşünülüyor.

Taş Yataklar (M.Ö. 3200-2000)

Neolitik Dönem'de yataklar, doğal olarak yerel kaynaklı malzemelerden yapılıyordu. İskoçya'nın Orkney takımadalarında, ağaç yetersiz olduğu için yataklar taştan yapılmıştı. M.Ö. 3200 ile 2200 yılları arasında yaşanılan ve Geç Neolitik dönemden kalma Skara Brae köyünde bulunan 5 bin yıllık evlerde, ocağın her iki tarafında iki taş yatak vardı. Taşlarla bölünmüş alana hayvan derileri, ot ve yapraklar koyularak yataklar yapılmıştı.

Antik Mısır Yatakları (M.Ö. 3000-M.Ö. 1000)

M.Ö. 3400 yılında kullanıldığı kabul edilen Kral Tutankamon’un yatağı.
M.Ö. 3400 yılında kullanıldığı kabul edilen Kral Tutankamon’un yatağı.

İlk zamanlar insanların yatak tercihini, konfor ve rahatlık değil, güvenlik şekillendiriyordu. Güvenlik sebebiyle yırtıcılardan korunmak için ağaç tepelerinde uyuyan Homo Erectuslar, ateşin bulunmasının ardından ağaç tepelerinden inip, yerde uyumaya başladılar. Yırtıcıları uzaklaştırmak için ateşin etrafında uyudular. Ancak yerleşik yaşama geçen insanoğlu için artık yatakları yerden biraz yükseltme zamanı gelmişti.

M.Ö. 3600: İran'da su dolu keçi derisinden yapılmış yataklar kullanıldı. Bazı kaynaklar bunu, ilk su yatağının icadı olarak kabul ediyor.

Hem zeminden gelen soğuktan korunmak, hem de kemirgen, böcek ve yılanların yatağın üzerine çıkmasını engellemek için M.Ö. 3000 ila M.Ö. 1000 yılları arasında eski Mısırlılar, yerden yüksek ahşap yataklar yaptılar. Yatakların zeminini, palmiye yaprakları ile dokuyarak konfor bile katmışlardı. Hatta öyle ki, zengin Mısırlılar, tarih boyunca kral tahtı, enstrüman, lüks mobilya yapımında kullanılan abanoz ağacından yaptırdıkları karyolalarını, altın ve mücevherlerle süslüyordu. Yatakları yün ile doldurup, keten çarşaflar kullanıyorlardı. Ancak günümüzdeki gibi konforlu ve yumuşak bir yastık yerine ise taş ya da ahşap kafa desteği sağlayan yastıklar kullanıyorlardı.

Antik Mısır'da Tanrı'ların görüntülerinin oyulduğu yüksek ayaklı ahşap yastıklar kullanılıyordu.
Eski Mısır'da, ahşaptan yapılmış bir yastık.

Yastık tarihi, M.Ö. 7.000 yılına Mezopotamya'ya kadar gitmektedir. Ancak günümüz yumuşak ve konforlu yastıklarının kullanımının yaygınlaşması hiç de kolay olmamıştır. Yüzyıllar boyunca dini sebepler ve böceklerin, ağız, burun ve kulaklara girmesini engelleme kaygısıyla taş ve ahşap yastıklar kullanılmıştır. Eski Mısır'da, başın manevi yaşamın merkezi olduğuna inanılıyordu. Bu sebeple mermer, fildişi, seramik, taş ve ahşap gibi malzemelerden tanrıların görüntülerinin oyulduğu yastıklar yapılıyordu. Öyle ki, bir taş yastığa sahip olmak hiç de ucuz değildi. Çinliler de yumuşak yastıkların, uyku sırasında vücuttan enerjiyi çaldığına inanıyordu. Bu yüzden özellikle porselen yastıklar kullanıyorlardı.

Dünyanın İlk Lüks Yatağı

Dünyanın ilk lüks yatağı olarak M.Ö. 3400 yılında Kral Tutankamon için yapılan yatağı kabul edebiliriz. Yazılı dili, mühendisliği, göz makyajını, diş macununu, kapı kilidini, saç tıraşını bulan, piramitler gibi eşsiz yapıları yapan Mısırlılara, bilinen ilk yüksek ve lüks yatak icatları için de teşekkür etmeliyiz. 👏 👏 👏

Antik Roma Yatakları (M.Ö. 1000-M.S. 476)

Roma Dönemi'ne ait kanepe yatak. (M.S. 1-2. Yüzyıl)
New York'taki Metropolitan Müzesi'nde sergilenen Roma Dönemi'ne ait kanepe yatak. (M.S. 1-2. Yüzyıl) 

Eski Romalılar da, Mısırlılara benzer şekilde yataklarını yerden kaldırdı. Ancak Roma Dönemi'nde yataklar o katar yükseldi ki yatağa çıkmak için tabure ya da merdiven kullanmak zorunda kaldılar. Ahşaptan yapılan karyolalara ek olarak, Roma Dönemi'nde yatak iskeletinde metal ve fildişi de kullanılmaya başlandı.

İlk Konforlu ve Rahat Yataklar

Ortalama bir Roma vatandaşı, saman veya sazlıklarla doldurulmuş bir yatağa sahipken; zengin Romalılar yün, kuş tüyü gibi malzemelerle kumaşa doldurulan yataklar ve battaniyeler kullanıyorlardı. Roma Dönemi'nde yataklar sadece güvenlik ve uyumak için değil, sosyalleşmek ve yemek yemek için de kullanılıyordu. Özetlersek insanlık tarihi boyunca, güvenlik kaygısı güdülmeden yapılan ilk rahat yataklar, Antik Roma Dönemi'nde kullanılmaya başlandı.

Bu dönemde Antik Yunan'da yapılan yataklar da Romalıların yataklarına benzerdi. Ancak Yunanlılar mobilya yapımında her şeyden önce konforu önceliklendirdiler.

Isıtılabilir Tuğla Yataklar: Kang

Çin'deki Kang yatakları, sıcak tutmak için ısıtılan tuğla ve kilden oluşuyordu.

Aynı yüzyıllarda Doğu'da, özellikle Japonya, Kore ve Çin'de yataklar bir süre daha yerde kaldı. Oturmak, yemek yemek ve uyumak gibi birçok aktivite, kışın sıcak, yazın serin olduğu için yerde gerçekleşti. Çin'deki Kang gibi yataklar, uyuyanları sıcak tutmak için ısıtılan tuğla veya kilden oluşuyordu.

Ortaçağ Yatakları (5. Yüzyıldan 15. Yüzyıla)

Ortaçağ'da 12. yüzyıldan sonra yataklar zenginliğin sembolü oldu. Yatak odası mobilyaları ile uyumlu yatak takımları ve konforlu yataklar üretilmeye başladı.
Ortaçağ'da 4 direkli, ahşap tavanlı, oymalı ve kakmalı, cibinlikli bu yataklar, zenginliğin sembolü oldu.

Erken Ortaçağ döneminde de yataklar basitti ve ahşaptan yapılmıştı. Yataklar saman ve benzeri malzemelerle dolduruluyor ve ahşap yatak kutusu olarak tabir edilen karyolalara yerleştiriliyordu. Ortaçağ Avrupası'nda uyku alanınız ya da yatak odanız, sosyal statünüze bağlıydı. Eğer yoksulsanız yerde saman veya yaprak yığınları üzerinde uyumaya devam ediyordunuz. Zengin olacak kadar şanslıysanız, yatağınız durumunuzu göstermek için bir fırsattı. Büyük, etkileyici, genellikle süslü oyma veya altın veya mücevherlerle kaplı yataklar, Orta Çağ boyunca büyük bir gelişim gösterdi.

Yataklar Zenginliğin Sembolü Oldu

Ortaçağ Avrupa'sında yataklar, zenginliğin sembolü oldu. (Versay Sarayı kralın yatak odası)
Versay Sarayı - Kralın yatak odası

Özellikle 12. yüzyılda yataklar zenginliğin sembolü oldu ve daha dekoratif, yatak odası mobilyaları ile uyumlu yatak takımları ve konforlu yataklar üretilmeye başladı. Yatak çerçeveleri ve başlıkları, resim, oyma ve kakmalarla süslendi. Ağır ahşaptan yapılan karyolalar o kadar yüksekti ki, yatağa çıkmak için tabure gerekliydi. Seçkinler de yatak konusunda trend belirleyicilerdi. Bu dönemde yatak çok pahalı olduğu için değerli eşyalardı ve nesiller boyunca kullanıldı. Kraliyet veya varlıklı sahiplerin ziyaretçileri almak, yemek yemek ve işlerini sürdürmek için yatakta kalmaları bile yaygın hale geldi.

Cibinlikli Karyolanın Keşfi

Bu süre zarfında cibinlikli yataklar keşfedildi. Başlangıçta sivrisinek ve böceklerden korunmak için yatağın üstüne gerilen kadife örtüler, sahibinin servetini sergilemek için kullanılmaya başlandı. 4 direkli (sütunlu) ve ahşap oymalı tavana sahip karyolalar üzerindeki kadife perdeler, tüller ile birden fazla kişinin uyuduğu yatak odalarında ilk kez mahremiyet sağlandı.

Yatakların Altın Çağı: Rönesans (15. Yüzyıldan 17. Yüzyıla)

16. yüzyılın sonunda yapılan fantastik dev yatakta, 8 kişi rahatlıkla yatabiliyordu.
Shakespeare'in "On İkinci Gece" oyununda atıfta bulunduğu fantastik yatak şu an Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'nde sergileniyor.

Yataklar ve karyolalar, Rönesans boyunca giderek daha fazla süslendi. 15. yüzyılda Batı Avrupa'daki yataklarda tavana kadar uzanan ahşap oymalı yatak başlıkları ve ahşap kakmalarla süslü tavanı destekleyen iki sütun vardı. Perdeler tipik olarak yatağın dört tarafını da kuşatmıştı. Ve yatakların ebatı her geçen gün daha da büyüdü. Birkaç kişinin çok rahat uyuyabileceği karyolalar, genellikle 240 santimetreye, 210 santimetre ebata sahiplerdi.

16. Yüzyılın Dev Yatağı

16. yüzyılın sonuna gelindiğinde yataklar daha da büyümeye devam etti. 1590 yılında Hertfordshire'ın Ware şehrindeki kontluk için yaptırılan fantastik yatakta (Great Bed of Ware), en az 8 kişi rahatlıkla yatabiliyordu. 3 metre genişliğe, 3,3 metre uzunluğa sahip yatak, bir evde değil, handaydı ve gezginlerin büyük ilgisini çekiyordu. Gezginlerin çoğu isimlerini yatağın tahta çerçevelerine kazımıştı. Bu dev yatak o dönemlerde öylesine ünlenmişti ki çoğu eserde olduğu gibi ünlü yazar Shakespeare de "On İkinci Gece" oyununda bu fantastik yatağa atıfta bulunmuştu. Bu fantastik yatak şu an Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'nde bulunmaktadır.

Yatak Odası Dönemi Başladı

Kraliçe Marie Leszczyńska'nın Versay Sarayı'ndaki yatak odası.
Versay Sarayı - Kraliçenin yatak odası

Tarihsel süreçte yatak odalarının gelişiminde 17. yüzyıl sonu itibariyle değişiklikler olmaya başladı. Artık, orta sınıf statüsünde olanlar sadece dört direkli bir yatağa sahip olmakla kalmayıp ayrı bir yatak odasına sahipti. Tipik olarak, Rönesans döneminde bir yatak odası evin üst katında olurdu. En zengin insanlar için, yatak odası ziyaretçi almak ve iş yapmak için popüler bir yer olmaya devam etti.

Yatak odasının tarihsel evriminde, Fransa Kralı 16. Louis'i atlamamak gerek. Fransa Kralı 16. Louis, yatakta zaman geçirmeyi sever ve ziyaretçilerini yatak odasında kabul ederdi. Ziyaretçiler tarafından kralın yatak odasına kabul edilmek bir onurdu. Hatta ve hatta toplantılarını da yatak odasında yaptığı olurdu. Kayıtlara göre 16. Louis'in farklı özelliklere sahip 413 yatağı vardı.

18. Yüzyılda Yatak Odaları

18. yüzyılda İtalya Venedik'teki Sagredo Sarayı'nda kullanılan yatak.
Metropolitan Müzesi'nde sergilenen Venedik'teki Sagredo Sarayı'na ait yatak. (1720 ve sonrası)

18. yüzyılda, yataklar hala ağır perdelerle çevrili olmasına rağmen daha basit hale geldi. Yataklar genellikle ahşaptan yapılmışken, metal yatak çerçeveleri de popüler olmaya başladı. Bununla birlikte, yatakların içinde hindistan cevizi lifi, pamuk, yün ve at kılı gibi doğal elyaflar ağırlıklı olarak doldurma malzemesi olarak kullanıldı ve yataklar düzgün kenarlı bir forma kavuştu. 18. yüzyıldaki en büyük değişikliklerden biri, yatak odasının uyku için özel bir alan olduğu, toplumun tüm sınıfları tarafından kabul edilmeye başladı. Artık kraliyet ailesi ya da varlıklılar yatak odalarına ziyaretçi kabul etmedi ve yatak odasında hizmetçilerin uyuması artık normal kabul edilmiyordu.

19. Yüzyıl Yaylı Yatağın İcadı

1857'de helezon yayın icat edilmesinin ardından 1871 yılında Alman Heinrich Westphal, içten yaylı yatağı icat ederek, yeni bir devir başlattı.

19. yüzyılda, bugünkü modern yatak odalarının temeli atılmıştır. Dört ayaklı cibinlikli yataklar hala çok popüler olmasına rağmen, kadife perdelerin kullanımı sona erdi. 19. yüzyılın sonunda, yatak başlıkları, direkleri ve ayakları kısaldı. 19. yüzyıl, günümüz modern yatağın evrim sürecinde önemli bir yapı taşıdır. 1857 yılında çelik helezon yay icat edildi. Helezon yaylar ilk olarak, sandalye ve koltuklarda kullanılmak üzere patentlendi.

Çelik helezon yayın icat edilmesinin ardından yatak üretimleri hızlandı.

Helezon yayın icadından 8 yıl sonra yani 1865'te, ilk defa yatak yapımında çelik helezon yaylar kullanıldı ve patenti alındı. 1871 yılında Alman Heinrich Westphal, içten yaylı yatağı icat ederek, bir devri sona erdirdi. Ancak kendisi bu icadından hiçbir kazanç elde edemedi ve yoksulluk içinde öldü.

Su ve Hava Yatağı İçin İlk Girişimler

İlk hava yatağı 1896 yılında Mechanical Mfg Co. tarafından üretildi ve satışa sunuldu.
İlk hava yatağı - 1896

İnsanoğlunun binlerce yıldır uyku konforunu artırmak için atamadığı adımlar 19. yüzyılın sonunda bir bir atılmaya başlandı. 1873 yılında Sir James Paget ve Neil Arnott, St. Bartholomew Hastanesi'ne ülserlerin tedavisinde kullanmak için bir su yatağı tasarlıyor. 1895 yılında İngiltere'de Harrod's mağazası posta yoluyla, büyük sıcak su şişelerine benzeyen birkaç su yatağı satıyor. Su yatağını, 1896 yılında ilk hava dolgulu yatağı izliyor. Mechanical Mfg Co. tarafından özelleştirilebilir, hafif ve şeklini koruyabilen yatak ve yastık olarak pazarlanmış ve satılmıştır.

Paket Yaylı Yatak İcat Edildi

Kanadalı mühendis James Marshall, 1899 yılında paket yayı icat etti.
Kanadalı makinist ve mühendis James Marshall, 1899 yılında paket yayı icat etti ve patentini aldı.

Takvimler 1899 yılını gösterdiğinde, günümüz yatakları için bir icat daha yapıldı. Makinist ve mühendis olan Kanada doğumlu James Marshall, paket yayı icat etti. James Marshall, 1900 yılında Kanada Fikri Mülkiyet Ofisi'nden icadını tescil ettirdi. James Marshall, paket yay icadı için 1901 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de de patent aldı.

19. yüzyıl bazalı yatağın icadı sona erdi.

20. Yüzyıl Yatak Devrimi

San Francisco'da tek odalı bir evde yaşayan opera sanatçısı William Lawrance Murphy, katlanır yatağı icat etti.
Opera sanatçısı William Lawrance Murphy, tek odalı evinde kendine yer açmak için, katlanan ve saklanan yatağı (duvar yatağı) icat etti.

19. yüzyılın sonunda başlayan devrim, 20. yüzyılın başında hız kazandı. Daha 20. yüzyıla yeni girilmişti ki, San Francisco'da tek odalı bir apartman dairesinde yaşayan opera sanatçısı William Lawrance Murphy, yatak odasını salona dönüştürmek için ilk kaybolan yatağı icat etti. Daha önce katlanır yataklar vardı. Ancak Murphy, 'Kaybolan Yatak' (Disappearing Bed) için 1912 yılında patent aldı. Sınırlı alana sahip küçük evlerde büyük kullanım kolaylığı sunan bu yatak odası modelleri, tüm dünyada 'Murphy Yatak' olarak yaygınlaştı. 20. yüzyıl boyunca Murphy yatak terimi kullanımı o kadar yaygınlaştı ki, 1989 yılında bu sebeple ticari marka koruması kaldırıldı.

Ülkemizde Murphy yataklar, duvar yatağı, katlanır yatak, kaybolan yatak, saklanan yatak, açılır kapanır yatak, hareketli modüler yatak vb. isimlere sahipler.

1904 yılında WW Corbett ve AN Scott tarafından ilk yatak fabrikası kuruldu.

Daha 20. yüzyılın ilk yılında yapılan bu icat bile tüm yüzyıl boyunca ses getirdi. Ancak yatağın gelişimi artık durdurulamazdı ve yeni gelişmeler arka arkaya gelmeye devam etti. 1904 yılında WW Corbett ve AN Scott tarafından ilk yatak fabrikası Kingsdown, kuruldu. Takvimler 1929 yılını gösterdiğinde ise dünya yatak tarihini değiştirecek ve yatak üretimini bambaşka bir boyuta taşıyacak bir keşif yapıldı.

Lateks Sünger İcat Edildi

İngiliz biliminsanı E.A. Murphy, 5 yıllık çalışmanın ardından lateks süngeri icat etti.

İngiltere'de Dunlop şirketi için çalışma yapan E.A. Murphy adında bir bilim adamı, gerekli kabarcıkların nasıl yaratılacağının anlaşılması için 5 yıl çalışma yaptı. Bir türlü sonuç alınamadı. E.A. Murhphy, bir gün evindeki kek karıştırıcısı ve buharlı fırını kullanarak lateksin içine hava kabarcıklarının karışmasını başardı ve lateks süngeri icat etti. Bu süngere, Dunlopillo adı verildi. Doğal kauçuktan üretilen ve mükemmel bir sönümleme, esneme ve yastıklamaya sahip olan bu ürün ile yatak ürütme fikri ortaya çıktı. 1931 yılında üretilen ilk lateks yatak, tarihe dünyanın ilk en pahalı yatağı olarak geçti. Bu tarihten sonra yatakla ilgili gelişmelerin ve yeniliklerin ardı arkası kesilmedi. Artık yatak, konfor ve vücut desteği sunan bir ürüne dönüşecekti.

İngiliz bilimadamı E.A. Murphy, lateks süngeri icat etti. İlk lateks yatak 1931 yılında satışa sunuldu.
Lateks süngeri icat eden Dunlopillo'nun 1951 yılında yayınlanan reklam görseli. 

1950'lere gelindiğinde sünger yataklar ve yastıklar yaygınlaşmaya başladı. Asırlardır hakimiyetini sürdüren pamuk ve yün yataklar, artık koltuğu sünger yataklara bırakmışlardı. (Ama tarih tekerrürden ibarettir sözü gelecekte doğrulanacak. Çünkü günümüzde tekrar yün, at kılı, hindistan cevizi lifi vb. doğal ürünlere dönüş çabası var.)

Su Yatağı İcat Edildi

1968 yılında Charles Hall, yüksek lisans tez projesi için bir su yatağı prototipi hazırladı.
Su Yatağı

Yatak tarihinde 1960'lara gelindiğinde vinilin icat edilmesi, günümüz modern su yataklarının ortaya çıkmasını sağladı. Amerika'da 1968 yılında, Charles Hall adında bir endüstriyel tasarım öğrencisi, yüksek lisans tez projesi için bir su yatağı prototipi (kauçuk yerine vinil yatakla yapılmış) sundu ve kendi şirketini kurarak, su yatağının üretimine başladı. Su yatakları, konforlu bir yatak olmanın yanı sıra seks yatağı olarak popülerlik kazandı.

Tez Projesinden 2 Milyar Dolarlık Pazar Çıktı

1987'de ABD'deki yatak satışlarının yüzde 22'sini su yatakları oluşturuyordu. 15 yılda 2 milyar dolarlık bir pazar oluştu. Ancak su yataklarını doldurmak için yatak odanıza hortum çekmeniz gerekmesi, boşaltılmasının zor olması ve delinip odanızı su basma ihtimali, rakip firmalara fırsat doğurdu.

Charles Hall, yüksek lisans tez projesini için bir su yatağı prototipi sundu ve ardından şirketini kurarak su yatağı üretimine başladı.
Su yatağının mucidi olan Charles Hall, fuarda ürününü tanıtıyor. (1983)

1990'lı yıllarda, su yataklarının yeniliklerinin ihtiyaç duydukları ek çalışmanın üstesinden gelemediği anlaşıldı. O zamana kadar, Tempur-Pedic ve Select Comfort gibi rakipler, müşterileri ikinci kat yatak odası pencerelerinden bir bahçe hortumu çalıştırmalarına gerek kalmadan yumuşaklık ve esneklik sunan yatak yenilikleri sunmaya başladı.

Uzay Teknolojisi Artık Yatak Odamızda

NASA, kalkış esnasında astronotların başını desteklemek amacıyla 1970'lerde Hafızalı Süngeri (Memory Foam) icat etti.

Yatak odasının tarihsel evriminde 20. yüzyılın son çeyreğine geldiğimizde, yatak teknolojisindeki gelişmeler hız kazanmaya başladı. Hafızalı Sünger (Memory Foam) veya viskoelastik poliüretan sünger, 1970'lerde NASA tarafından icat edildi. Isı ve basınç altında sıkıştırma ve daha sonra orijinal şekline dönebilme kabiliyeti sebebiyle yavaş geri yaylanma süngeri (slow spring back foam) olarak adlandırıldı.

NASA, kalkış esnasında astronotların başını desteklemek, daha iyi bir koltuk minderi oluşturmak ve çarpışma sırasında basıncı emerek karşı koruma sağlama amacıyla geliştirilen teknolojiyi, 1980'lerde halka sundu. Bu teknolojinin patentini alan ve adını 'Tempur Süngeri' koyan Tempur Pedic, 1991 yılında ABD'de ilk hafızalı sünger yatağı satışa sundu. Bugün Amerika'da satılan yatakların yüzde 22'sini hafızalı süngerli yataklar oluşturuyor. Bu da Tempur'un su yatağına karşı başlattığı kampanyanın başarısını gösteriyor diyebiliriz.

Hava Yatakları Pazara Giriyor

Günümüz hava yatağı 1981 yılında vinil kullanılarak üretilmeye başlandı.

İlk hava yatağı, 1405 yılında Alman mühendis Konrad Kyeser tarafından çiziliyor. Ancak üretilip satılan ilk hava yatağı, 1896 yılında icat edildi. Ancak günümüz hava yatağı (airbeds), su yataklarının popülerlik kazanmasının ardından 1981 yılında yine vinil kullanılarak üretilmeye başlandı. O zamandan beri büyük gelişim gösteren hava yatakları, hem saklama, hem taşıma kolaylığı, hem de sunduğu konforla popülerliğini koruyor. Ayrıca havalı yataklar, sağlık sektöründe çok tercih edilmektedir.

20. yüzyıl boyunca yataklar, teknolojik gelişmelerle birlikte büyük bir evrim geçirdi. İnsanoğlunun binlerce yıl boyunca sağlamaya çalıştığı konfor, sonunda bir forma girdi. Artık konforlu bir yatağa sahip olmak kolaylaştı. Ancak yüzyılın sonunda insanoğlunun yataklarla ilgili tartıştığı konu yatağın boyutuydu. 1999 yılında queen boy yataklar (150x200cm), ikiz yatakları sollayarak Amerika’nın en çok satan yatak ölçüsü oldu.

21. Yüzyıl Konfor Çağı

Günümüzde yataklar; konfor, rahatlık ve sağlık odaklı şekilleniyor ve her geçen gün daha da kişiselleştirilebiliyor.

Bugün, yatak bir mobilya ürünü olmaktan çok sağlık ürünü oldu. Çağlar boyunca güvenlik kaygılarıyla oluşturulan yatak formları; artık konfor, rahatlık ve sağlık odaklı şekilleniyor ve her geçen gün kişiselleştirilebilir özellikler ekleniyor. Günümüzde bir yatak seçimi yapmak hiç de kolay değil. Çünkü çok farklı katmanlara ve amaçlara sahip yatak seçenekleriniz var. Türüne, boyutuna, tarzına, yumuşaklık sertlik değerine, içerdiği teknolojiye, uyku pozisyonunuza, vücut tipinize, omurga yapınıza, vücut sıcaklığınıza ve tabiki fiyatına göre yüzlerce yatak seçeneği arasından kendiniz için en doğru yatağı seçmeniz gerekiyor. Ve her geçen gün yeni teknolojik gelişmelerle yepyeni yataklar bu listeye ekleniyor. Şu an derdimiz, sabahları yatağımızı toplamak olabilir. Ama maalesef artık bu da sorun değil. Siz kalktıktan sonra kendi kendini toplayabilen yatak da icat edildi.


Bunlar da ilginizi çekebilir:


Sonuç

İnsanoğlu, 77 bin yıl önce sazlıkların üzerine koyulan yaprak ve otlardan yapılan ilk yataktan beri uzun bir yol kat etti. Başlarda güvenlik ve korunma kaygılarıyla şekillenen yataklar, Antik Mısır ve Roma dönemi ile birlikte konfor ve rahatlığı amaçlamaya başladı. Ancak sosyal sınıfsal baskı ve süregelen dini inanışlar sebebiyle bir türlü tam anlamıyla gelişim sağlanamadı.


Günümüz modern yatağının temelleri Sanayi Devrimi'nin başlamasıyla 19. yüzyıl sonunda atılmaya başladı. Çelik helezon yayın icadını, yatak tarihi için bir devrim olarak kabul edebiliriz. Ama esas gelişme 20. yüzyılda gerçekleşti. 20. yüzyılın başından sonuna daha konforlu, rahat ve vücuda destek sunan yatakları icat etmekle geçti. Yüzlerce gelişme yaşandı ve yüzyılın sonunda modern yatak formu günümüzdeki şeklini aldı.


Günümüzde yatak teknolojileri aynı anda birçok konforu sunabiliyor. Ve artık yataklar, tarih boyunca hiç olmadığı kadar rahat ve konforlu..


Yatağın tarihçesini tüm detaylarıyla ele aldığımız başlıklı yazımızda yatak ve yatak odasındaki tarihsel süreçleri tüm detaylarıyla bilginize sunmaya çalıştık.


Umarız, yatağın tarihsel evrimi ile ilgili paylaştığımız bilgiler, kendiniz için en iyi ve en doğru yatağı bulma sürecinde size yardımcı olur.

Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. Yatak tarihi hakkında çok kapsamlı bir yazı olmus.Oncelikle emege saygı diyorum. yazının tamamını okuyunca evimdeki yatağıma bakısım degisti

    YanıtlaSil
  2. Bir yatak almak icin basladıgım search yolculugunda kendimi tarihin derinlikle rinde buldum. Burada olmamam lazımdi ama yine de keyifle okudum emeginize saglik

    YanıtlaSil